1 MAYIS
Dünya işçi sınıfının bayramı olan 1 Mayıs’ı çocukluğumda bahar bayramı olarak kutlardık. Bunun vebali tamamen o günkü yöneticilerimize aittir. Fakat ilkokulda kutladığımız o bayram
günü hiç de unutulur gibi değil. Öğretmen günler önceden okulda bir liste hazırlardı. Öğrencilerin de fikrini alarak en başta köyde maddi durumu birinci derecede iyi olanların karşısına birer oğlak, ikinci derecedekilere horoz ve tavuk, üçüncü derecedekilere yumurta ile tava ekmeği, dördüncü derecedekilerin karşısına da taze yufka ekmeği veya bir bakraç yoğurt yazardı. Bayram sabahı okulun önünde toplanır, kutlama yerine doğru yürüyüşe geçerdik. Okulun karşısındaki uçurumlu yamaçtan geçerken öğretmenlerimiz bizi sık sık uyarırdı. “Elinizden yere düşecek bir tava ekmeği veya yoğurt bakracı nefesi Pusag Deresi ‘nde alır. O yüzden dikkatlice yürüyün” derlerdi. Herhalde önceki yıllarda o yamaçta böyle bir kaza yaşanmıştı.
Velilerimiz o gün bayram yerine davet edilir, günlük işlerden fedakârlık edip gelenler hayvanların kesilmesinde ve yemeklerin hazırlanmasında bizlere yardımcı olurlardı. Sako Dağı’nın ayakları altına serilmiş halı benzeri yemyeşil büyük çayırdaki çeşme başında etler kazanlarda, yumurtalar ise bakır tencerelerde fokur fokur kaynarken onar kişilik yer sofraları kurulur; hazırlanan yiyecekler eşit şekilde bölüşülür, afiyetle yenirdi. Oyunlar oynanır, öğrenciler arasında çeşitli yarışmalar düzenlenir, Çısme Çayırı festival alanına dönüşürdü.
İşte 1950’li yıllarda biz 1 Mayıs bayramını böyle kutlardık. Zaten ertesi gün okul kapanır, tatile girerdi.