HALK OYUNLARIMIZ
Yöremize has oyunlarımız ; Varvare, Simsime, Koçmek, Hero Borbor, Serte, Gigo, Koreke, Karnakuçike, Mese, Kemereke, Alti Kare, Çelik çubuk, Kör ebe, Bak postaci geliyor, Dame, Ip atlama, Bilye, Gigo, Kintolike, Cancolike v.b sayisiz oyunlarmiz vardır.
Özellikle düğünlerde oynanır. Kadinlar ve kizlar oynamaz.Bu oyunu sadece erkekler oynar. Beş kişiden fazla peşpeşe dizilirler. Ne kadar fazla kişi olursa o kadar oyunun zevki artar. Herkesin elinde siriklar vardır. En önde duran oyunun aktörürüdür. Elinde uzunca bir sırık olur. Sağa ve sola dogru sopayi salla. Bazen kafasini üstünden geriye doğru uzatır ve kime denk gelirse eğer elindeki sopa ile kendini korumazsa birazcık canı acır.
Varvare gibi zevkli bir oyundur. Yine düğünlerde oynanır. Kadın, kız, erkekler yuvarlak daire çizer,biri ortada yerini alır. Kollarını sallar, oyun halinde ayagının birini indirir, ötekini kaldırarak çember içinde dönmeye baslar. Çemberde duran biri, oyuna müdahale eder ve onu çemberin dışına itekler, kendisi çeberde dönmeye başlardı.. Bir baskasi ona vurarak oyuna devam ederdi.
Çocuklarin oyunudur.Her çocugun elinde topaç vardır. Kışın buzlu yerlerde oynanır. Bir elinde topaç, diger elinde 1- 1,5 metre uzunlugunda ip bulunur. İpi topaç’a sararlar. Var gücü ile yerde dönen başka bir topaç’a vurmaya çalışırlar. Marifet yerde dönen topaçı kırmak veya vurmaktır.
Gençlerin oyunuydur. Biri sırtını duvara veya ağaca dayar. Üç, bes veya altı kişi eğilir. Öndeki kişinin kafası, sırtını duvara dayıyan kişinin baçaklarının arasina sokar. Marifet, arkada atlıyan kişi en öndekinin sırtına binmektir, veya üç sıçrayışta en öndekinin sırtına binmesidir. Herkesin sırtında bir kişi bindimi, sırtını duvara dayıyan kiii saymaya baslar. Sayı bitmeden eğilenler, dayanmayıp çökerlerse oyun bozulurdu. Onun yerleri değişir altekiler üstekilerle yer değiştirerek oyun bu şekilde devam eder.
Kışın, aile fertleri arasında veya baskası ile oynanan oyundur. Sıcak sobanın etrafında veya ocak’ta yanan ateşin önünde aile fertleri otururlar. Çaput ve çorapları önüne dizerler. Oyunun başını çeken kişinin avucunda bir küçük cisim saklar. O cismi her kesin gözleri önünde saklamaya çalışır. Saklayinca, tahmin veya bilerek ‘‘bu çorabın altındadir’’der. Boş çikarsa oyuna devam ederlerdi. Dolu çikarsa baş rölü, cismi bulan kisi alir ve oyun devam eder.
İki veya daha fazla kişiler ile oynanir. Dokuz sal/taş üst üste konulur. Bir diğerinin elinde çaput ve keçe’den yapilmis top ile nisan alınarak uzaktan üst üste konulan sallara hedef alınır. Top hedefine ulaşır sallar yıkılırsa, salları bekliyen kişi topu yakalar ve rakibine vurmaya çalışır. Top kişiye değerse o yanar. Öteki arkadasları ile yer değişirler.
Mese ağacında yapılır. Ağaç üç-dört metre uzunlugundadır. Kabuğu soyduktan sonra güneste kurutulur. Tam ortada yumurta büyüklüğünde bir yuva yaparlar. Bir metre yüksekliğinde ucu sivri ağaç kazık yere çakılır. Yumurta büyüklüğündeki yuva, ucu sivri kazığa oturtulur. Ağacın iki yanına birer kişi oturur. Birinin ayakları yere degerken, öteki yükselirdi. Daire şeklini çizerek döner dururlar.
Üç kisi yan yana durur. Ortada duran kişi elleri ile sağdan ve soldan gelen samarlara karşı kendisini korumaya çalışır. Yandakiler sol eli ile sol burun deligini parmaği ile kapatırlar. Sağ eli ile de sürekli sağ burun deliğini döverler. Dudaklarının arasında Vıızzzz diye bir ses çıkarırlar. Fırsat kollıyarak ortada duran kişinin suratına şamar atarlar. O da kendisini bu şamarlardan korumaya çalısır. Üç oyuncu sürekli yer değisirler.
Yer sabittir. Kişi gözlerini kapatır 50 veya 100’e kadar sayı sayar, bir kişi onu bekler diğerleri saklanır. Akşama dogru karanlikta oynanirsa oyun zevkli olur. Gözleri kapalı olan kişi, saklananları aramaya başlar. Yanındaki gözlemci onu takip eder. Takip sırasında bağırarak, ötekiler duyacak sekilde ‘‘Geldi, geldi, geldi… kör aldi geldi.’’ der. Saklanan kişi ansızın ortaya çikar,aranan arıyanı yakalamadan yuvasina dönerse kurtulur, yakalanırsa yanar. Yakalanan onun yerine geçer. (Beş-onbeş oyunu gibi bir oyundur.)
İki-üç kişi arasında oynanan oyundur. Beş tane taş yere atılır. Tek tek, ikili, üçlü, dörtlü, köprü, tek parmak, el üstü v.s oyun devam eder. Taşları düsüren yanar. Öteki oyunu kazanır.
Damların üstünde, harmanda yere altı kare yan yana çizilir. İki kişilik oyundur. Oyuncunun elinde küçük sal/yassı taş, Salı ilk kareye koyarve bir ayak havada, diğer ayakla salı bir sonraki kareye sürüklemeye çalışır.. İlk kareden son kareye kadar, sal çizginin üstüne gelmiyecek şekilde oynanır. Gözlerini kapatarak çizgilere basmıyacak şekilde oyunu bitirir. Sonra arkasını karelere döner, elindeki Salı kafasının üstünden atarak bir kareyi isgal etmeye çalisir. Bütün kareleri isgal ederse başarılı oyun sergilemiş olur..
Oyuncuların elinde birer çubuk vardir. Her birisi bir köşede bekler. Birisinin elinde iki kariş uzunluğunda ağaç parçasına vurarak, öteki arkadasına gönderir. Öteki ona, diğeri ona oyun böyle devam eder. Marifet, kişiden kişiye havada uçan parçayı yere düşürmemektir. Çok ama çok dikkat edilecek bir oyundur ufak tefek yaralanmalara yol açabilir.
Üç veya beş kişilik oyundur. Her kesin elinde bir sopa,birisi sopasını yere koyar ve yanında bekler. Ötekiler sırası ile yerdeki sopaya uzaktan hedef alarak, onu koydukları karenin içinden çıkarmaya çalışırlar. Sopa kare den çıkarsa, bekçilik yapan kişi sopayi tekrar yerine koymaya çalışır. Oyun sırası ile devam eder.
Birden fazla kişiler, daire şeklini alirlar,biri orta yere geçer. Oyunu alan kişinin gözleri kara bir yazma ile kapatırlar. Yandakiler, gözleri kapalı olan kişiye dokunurlar. ‘‘Kim o?’’ der,gözleri kapali olan, dokunanin adını doğru söylerse, adı söylenen orta yere geçer oyun devam eder.
Daire çizerek her kes yerine otururdur. Biri ayakta ve elinde mendil vardir. Oturanlarin etrafinda dönüp durur. Gizliden mendili, birisinin arkasina birakır. Arkasinda mendili bulan kişi, mendili alir oyuna devam eder.
İki veya daha fazla kişi olabilir. 40-50 cm uzunlugunda ince bir ip’le parmaklara dolandırılarak çesitli şekiller verirdi. Örneğin: Kare, üçgen, dikdörtken, Daire, Alt ve üst hatlar v.s.
Üç kişi ile oynanılır. İki- üç metre uzunluğunda uzunca ip,iki kişi ipi sallamaya baslar. Biri de ortada ip’ten kendini korumak sartı ile zıplayıp durur. Kendisini korumadiği taktirde yanar, onun yerine bir baskası geçer.
İki veya daha fazla çocuk olabilir. Herkes’in elinde bir kaç tane camdan bilye vardır. Bilye yoksa kozalak olabilir veya yuvarlak olan ne varsa onunla oyun devam eder. Bir kaç metre uzaklikta küçük bir çukur açarlar. Hedef o çukura bilyenin girmesidir. Üç seferde ana bilye çukura girmesse sıra öteki oyuncuya gelir.
Yumuşak toprak, çayır, çimen, Saman ve ot üstünde bir kaç kişi yan yana dizilir. Kafalar yere doğru egilir ani bir hareketle kafa bacaklar arasina gömülür ve ters takla üst üste atılarak oynanılır.
Karşılıklı iki kişilik salıncaklar asılır, veya tek kişilik salıncak’ta olur. Örken’i ağacın bir dalına bağlarlar,altına minder veya kalınca bir çaput konulur. Üstüne bir kişi oturur, diğer kişi, dala asılı arkadaşını sallar. Bu köy usulü salıncaktır. Birde sehir usulü salincak olur’ki, o daha moderndir. Yere çakılı demire asılı iki zincir monte edilmis oturaklı tahta vardır. Biri salincağa oturur, öteki onu sallar.
Bütün toprak evlerin üstünde luge vardır. Damla akmasin diye saga sola, aşağı yukarı yağmurlu havalarda evlerin üstünü darluğ denilen X çeklindeki ağaçlari lugun iki yanındaki deliklere geçirerek evin üstünü luglarlar. Bu silindir şeklindeki taşı dikine koyarlar. Biri lug’un üstündeki delige parmaklarını sokar. Diğer arkadaşları elini luga degdirmeye çalışırlar Lugu koruyan çocuk diğerlerinin dokunmasına müsade etmez, dokunurlarsa oyun biter. Bir diğeri oyuna girer.